Osmanlıca Ta’lik Celîsi istifi. Maşallah mermer levha
Trabzon Ayasofya Müzesi bahçesindeki mermer levhalardan biri; güzel bir Ta’lik Celîsi istifi. Maşallah, Allah’ın dilediği gibi, Allah diledi de oldu anlamlarına gelmektedir.
“Mâşaallah; ‘bunu Allah diledi de oldu’ demektir
Mâşaallah deyip Allah’ın mülkünde olduğunu tasdik ederek o malı korumuş oluruz. Şöyle ki dünyevi nimetler insanın emrine verilmiştir ama bunların birçoğu fânidir. Mâşaallah diyerek bize ayrılan bir nimeti veya güzelliği Allah’ın bâki alemine iade etmiş oluruz. Dolayısıyla o malda mülkte fanilik en azından sizinle beraber olduğu müddetçe kaybolmaz, o nimetin yokluğunu hissetmezsiniz. Onu kendi hayatınız ve alakanız nispetiyle kayıt altına alırsınız.
Mâşaallah söz olarak, ‘bunu Allah diledi de oldu’ demektir. İnsana “Ne kadar çalışırsan çalış, neticede bunu Allah’ın verdiği bir değer olarak kabul edersen değerlidir; aksi halde bunların Allah katında hiçbir değeri yoktur” diyerek imanımızı da vesikalandırmış oluruz. Bu sebepten dolayı anne-babanın çocuğuna daha çok nazarı değdiği söylenir. Seven kişi sevdiğini muhabbetle o kadar sahiplenir ki bu durum Allah’ın rızasına muhalif olur. Bazen bu sevgiyle beraber nimetin sahibi unutulabilir. Fakat ‘Mâşaallah’ denildiğinde ‘benim alakam bu sevmekle yine O’ndandır’ manasına gelir.
Allah’ın nimetlerini sınırlandırırken âdet olmuş bir hudut çekeriz. Ondan evvel unuttuğumuz bir nimet de O’nu sevebilme nimetidir. Yeşili görmeniz bir nimettir; yeşili sevebilme kabiliyetini veren de yine Allah’tır. Mâşaallah kelimesi ile sadece nimeti kayıtlandırmaz, kendimizi de aradan çıkarmış oluruz. Nimete mazhar olan kişiyi de aradan çıkarırız. Bu manasıyla ‘Mâşaallah’ kelimesi pratik hayatta tevhidin ikrarının da ayrı bir tecellisidir. Çünkü tevhid mahlukatta Allah’ı müşahede etmek, deliller görmek olduğu gibi her nefeste Allah’ı bilmek manasına gelen geniş bir ifadedir. La ilahe illallah ‘Ben yokum ya rabbi Sen varsın’ demenin lafzî ifadesidir. ‘Mâşaallah’ kelimesi bu tevhidi ikrar ettiğinizin, sabit kadem olduğunuzun başka başka sahalarda tecelli etmesinin tasdiki manasındadır.”
Trabzon Ayasofya Müzesi bahçesindeki mermer levhalardan biri; güzel bir Ta’lik Celîsi istifi. Maşallah, Allah’ın dilediği gibi, Allah diledi de oldu anlamlarına gelmektedir.
Maşallah
ketebe (sene 1283 (M.1866)) Aziz
“Mâşaallah; ‘bunu Allah diledi de oldu’ demektir
Mâşaallah deyip Allah’ın mülkünde olduğunu tasdik ederek o malı korumuş oluruz. Şöyle ki dünyevi nimetler insanın emrine verilmiştir ama bunların birçoğu fânidir. Mâşaallah diyerek bize ayrılan bir nimeti veya güzelliği Allah’ın bâki alemine iade etmiş oluruz. Dolayısıyla o malda mülkte fanilik en azından sizinle beraber olduğu müddetçe kaybolmaz, o nimetin yokluğunu hissetmezsiniz. Onu kendi hayatınız ve alakanız nispetiyle kayıt altına alırsınız.
Mâşaallah söz olarak, ‘bunu Allah diledi de oldu’ demektir. İnsana “Ne kadar çalışırsan çalış, neticede bunu Allah’ın verdiği bir değer olarak kabul edersen değerlidir; aksi halde bunların Allah katında hiçbir değeri yoktur” diyerek imanımızı da vesikalandırmış oluruz. Bu sebepten dolayı anne-babanın çocuğuna daha çok nazarı değdiği söylenir. Seven kişi sevdiğini muhabbetle o kadar sahiplenir ki bu durum Allah’ın rızasına muhalif olur. Bazen bu sevgiyle beraber nimetin sahibi unutulabilir. Fakat ‘Mâşaallah’ denildiğinde ‘benim alakam bu sevmekle yine O’ndandır’ manasına gelir.
Allah’ın nimetlerini sınırlandırırken âdet olmuş bir hudut çekeriz. Ondan evvel unuttuğumuz bir nimet de O’nu sevebilme nimetidir. Yeşili görmeniz bir nimettir; yeşili sevebilme kabiliyetini veren de yine Allah’tır. Mâşaallah kelimesi ile sadece nimeti kayıtlandırmaz, kendimizi de aradan çıkarmış oluruz. Nimete mazhar olan kişiyi de aradan çıkarırız. Bu manasıyla ‘Mâşaallah’ kelimesi pratik hayatta tevhidin ikrarının da ayrı bir tecellisidir. Çünkü tevhid mahlukatta Allah’ı müşahede etmek, deliller görmek olduğu gibi her nefeste Allah’ı bilmek manasına gelen geniş bir ifadedir. La ilahe illallah ‘Ben yokum ya rabbi Sen varsın’ demenin lafzî ifadesidir. ‘Mâşaallah’ kelimesi bu tevhidi ikrar ettiğinizin, sabit kadem olduğunuzun başka başka sahalarda tecelli etmesinin tasdiki manasındadır.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuzu yazınız...