Bostancı’da evvelce otobüs durağı ile Polis Karakolu arasındaki meydanda bulunan bu çeşme şehir içi çeşmeler tipinden ayrı, orta parçayı teşkil eden asıl çeşmenin iki yanında, sağdaki tek, soldaki üç boru lüleli ve hayvanların sulanması için uzun yalaklı üçüzlü bir menzil çeşmesi olarak yapılmıştır. Ortadaki asıl çeşme 2.85 m boyunda 1.58 m eninde ve 0.15m kalınlığında yekpâre bir mermerden ibarettir. Bu taşın üst kısmında Sultan Mahmud’un “adlî” ünvanı ile tuğrası, tuğranın iki yanında da kemanî hilâlleri içeri bakan ve yıldızları sekizer yapraklı papatya şeklinde yapılmış birer ay yıldız kabartması vardır. Şair Rif’atib beş beyitlik kitebesi mevcuttur.
Bânîsi Mahmûd-ı Adlî Gazî Hân
Bendesi benna şeref kıl bir ihsân
1247
(Tuğra) Mahmûd Hân Bin Abdülhamid El-Muzaffer Dâimâ
Bâis–i ihyâ-yı dehr oldu vücüd-i devleti - Kıldı ab-ı cûdin icrâ sû Şâh-ıcihan
Ni’met-i adli bütün dünyayı dil-sîr eyledi - Teşnegâne virdi hıdr-ı himmeti bir tâze can
Cisr-i Derbende hususâ yapdı bu nev çeşmeyi - Nûş idüb âbın duâ itsün o şâha reh-revân
Tarhı dil-keş âbıdır mânende–i âb-ı hayat - Tâk-ı zîbâsı müzeyyen hemçü tâk-ı âsuman
Cevherîn târih-i dil-cû yazdı Rıf’at bendesi - Kıldı Han Mahmûd-ı Adlî çeşmeden cûdin revan
1247
Çeşme Sultan II. Mahmûd Hân tarafından 1831 yılında yaptırılmış, kullarından Devlet Adamı Sadık Rif’at Paşa tarafından da tarih düşürülmüşdür. Üzerindeki beyitte bu çeşmenin Bostancı derbend köprüsü için özel olarak yapıldığını yazılmış. Bu tür çeşmeler, yolcu kervanlarının konakladığı şehirler arası menzil noktalarında ayrıca şehir içi eğlence yerlerinde bulunan namâz-gâhların (Bu açıkhava ibadethaneleri genelde seferilerin namaz kılabilmeleri için yapılmış ve yerden 40-50 cm yüksekliğinde bir veya iki basamakla çıkılan düz alanlardır) civarında abdest almak, su içmek ve hayvanları sulamak niyetiyle yapılmış çeşmelerdir. Anadolu yakasında Mihrâbıyla beraber günümüze ulaşabilen nadide namâz-gâh çeşmelerinden biridir. Ne yazık ki madalyon içinde bulunan tuğradaki “Adlî” mahlası yok olmuş. “Mahlas” kimi şair yada hatt üstadı Padişah’ın kullandığı takma isimdir. Tuğra’da “Mahmûd Hân Bin Abdülhamid El-Muzaffer Dâimâ” yazmaktadır. Biraz da Hatt için konuşalım; Hüsn-i Hatt “Ta’lik” ile yazılmış. Son derece okunaklı ve güzel bir yazı. Tarihler hicridir.
Çeşme 1982 yılında meydanın tanzimi sırasında eski yerinden kaldırılarak köprünün yanındaki namazgâha ait mihrap taşı ile birlikte ortadaki büyük çınarın altına nakledilmiştir.
MİHRÂB: Fotoğrafta çeşmenin sol yanında olan mihrab, sol Kıble yönünü tayin etmek için camiilerde niş yada namâz-gâhlarda taş olarak bulunurlar. Hemen çeşmenin sol yanındadır. Taşın üzerine hakkedilmiş kandil Kabe'yi işaretleme adına yol gösterici ya da rehber olgusunu tasvir etmektedir
Mihrâbın üstünde, Âl-i İmrân suresi, 37. Ayetten alınan bir kesittir ve hemen hemen tüm mihraplarda kullanılan bir kaç sözden biridir. Anlamı, Ne zaman Zekeriyya onun yanına, mabede girse...” dir.
Küllemâ dehale aleyhâ Zekeriyye'l-mihrâb,