6 Eylül 2016 Salı

Osmanlıca Okumalar Talebenin Hocaya Karşı Vazifeleri

Osmanlıca Okumalar Talebenin Hocaya Karşı Vazifeleri

متعلمك معلمه قارشي وظائفي


معلمك ياننه گيرلديگي زمان كمال تعظيم ايله رسم سلامي ايفا ايتملي ملعمڭ حضورنده

غايت آز لقردي سويله ملي. خواجه سنڭ كنديسندن صورماديغي اموره دائر بحث
 آچمامالي. خواجه سندن اذن آلمادقجه بر شي سؤالنه قالقشمامالي معلمڭ سويله ديگي

سوزه معارضه يولنده فلان كيمسه سزڭ سوزيڭزك عكسني سويليور. او سزڭ فكرڭزده

دهگل آنك فكري دها مناسب گورينه يور گبي بر طاقم مخالف آداب حركاتده بولنمامالي

معلمڭ قارشيسنده غايت اديبانه بر صورتده طورمالي.  خواجه آياغه قالقديغي زمان آڭا
احتراماً طلبه ده آياغه قالقماليدر

Müteallimin, Muallime Karşı Vezaifi

Muallimin yanına girildiği zaman kemali tazim ile resmi selamı selamı ifa etmeli, muallimin huzurunda
 gayet az lakırdı söylemeli. Havacesinin kendisinden sormadığı umura dair bahs 
açmamalı. Havacesinden izin almadıkça, bir şey sualine kalkışmamalı. Muallimin söylediği 
söze muarıza yolunda filan kimse, sizin sözünüzün aksi söylüyor. O sizin fikrinizde 
değil, onun fikri daha münasib görünüyor, gibi bir takım muhalif âdab harekatta bulunmamalı. 
Muallimin karşısında gayet edibâne bir  bir surette bulunmalı. Havace ayağa kalktığı zaman ona
 ihtiramen, talebe de ayağa kalkmalıdır.

Osmanlıca Edebiyat Şiir Mithat Cemal Kuntay Kimdim

Osmanlıca Edebiyat Şiir Mithat Cemal Kuntay Kimdim?

كيمدم
ماضيه صور اجدادمي سويلر سكا كيمدي
Maziye sor, ecdadımı söyler sana kimdi;
،بر بيتمز افقدم، كُرَه وقتيله بندمي.
Bir bitmez ufuktum, küre vaktiyle benimdi.
طُوفانْلر، آلَوْلَرْ بَني قََلْعَه صانيردي؛
Tufanlar, alevler beni bir kal'a sanırdı;
تاَجْلَر اوچوشُرْ، طاَلْغالانِير، پاَرچه لانيردي.
Taçlar uçuşur, dalgalanır, parçalanırdı.
قَهّارْ آتِمِك قانلي،قِيويلْجيمْ لي ايزِنْده
Kahhâr atımın kanlı, kıvılcımlı izinde;
بر باشقه دَكِزْدمْ اَبَدِيّت دَكِزِنْده
Bir başka denizdim ebediyyet denizinde.
چارپاردي كُوكُكْ قاَلْبي هِلالِكْ آوُوجُنده
Çarpardı göğün kalbi hilâlin avucunda;
تيتْرَه رْدي يَرِكْ طاَلِعي مَرْميِ نِكْ اُوجُنده،
Titrerdi yerin talihi merminin ucunda.
كونْلر ألِمِك چيزْديكي يَرْلَرْدن آقاردْي؛
Günler, elimin çizdiği yerlerden akardı;
اوچْ قِطعه ده قورْقونْچ آتِمِك ايزْلري واردي
Üç kıt'ada korkunç atımın izleri vardı.
اوستندن اوچاركن او نِشيِِبك، بوفِرازِك؛
Üstünde uçarken o nişîbin bu firâzın,
اَكْ شانْلي، شَهامتلي حكمدارنه ارضك
En şanlı, şehâmetli hükümdarına arzın.
تَك بِر باقيشِم صانْكه عِنايَتْدي،كَرَمدي؛
Tek bir bakışım sanki inayetti, keremdi;
اِكْلِيلِي هَدِيَه مْدِي، اراضِي سِي هِبَه مْدي
İklîli hediyyemdi, arazisi hîbemdi.
خَنْچَرْدى خَياَلِمْ،بوتون اقوام اوكا قِينْدي
Hançerdi hayâlim, bütün akvam ona kındı;
باشْدنن باشه دنيا بِر اسيرِمدي،قاديني
Baştan başa dünyâ bir esîrimdi; kadındı.
اعْصابنه نبْضِمده كي آهنكي ويريردم
Asabına nabzımdaki ahengi verirdim?
قصد ايله ديكم شكلي ويرير، رنكي ويريردم
Kasd eylediğim şekli verir, rengi verirdim.
دنيا بيلير اجلالمي بن بويله دكلدم
Dünyâ bilir iclâlimi ben böyle değildim;
بَن آلتي عصردن بري بِرْ كَرَّ أَكلدم
Ben, altı asırdan beri bir kerre eğildim!
مدحت جمال
۱۹۱۸
Mithat Cemal KUNTAY
1911

Osmanlıca Edebiyat Şiir Yahya Kemal Mehlika Sultan

Osmanlıca Edebiyat Şiir Yahya Kemal Mehlika Sultan

مهلقا سلطان

Mehlika Sultan


مهلقا سلطانه عاشق يدي كنچ


Mehlika Sultan'a âşık yedi genç

 

كيجه شهرك قاپوسندن چيقدي


Gece şehrin kapısından çıktı: 

 

مهلقا سلطانه عاشق يدي كنچ


Mehlika Sultan'a âşık yedi genç 



قارا سودالي  برر عاشقدي


Kara sevdalı birer âşıktı. 


*** 

بر خيالت كبي دنيا كوزه لي


Bir hayalet gibi dünya güzeli 



كيردكندن بري رؤيالرنه


Girdiğinden beri rüyalarına; 


هپسي مَسْحُورْ او مُعَمّا كوزه لي


Hepsi meşhur, o muamma güzeli 



 كيتديلر كورمكه قاف داغلرينه

Gittiler görmeye Kaf dağlarına. 


***


هپسي صِيرْتِنْدَه عبا، كونلرجه


Hepsi, sırtında aba, günlerce 


كيتديلر ايچلري هجرانله دولو؛


Gittiler içleri hicranla dolu; 



هر كونك افقني صاردكجه


Her günün ufkunu sardıkça gece 


ديديلر: بلكي صوك اآقشامدر بو


Dediler: ''Belki bu son akşamdır'' 


***


 

بو امل غربتنك يوقدر اوجي


Bu emel gurbetinin yoktur ucu; 


دائما يوللر اوزار، قلب اوزولور


Daima yollar uzar, kalp üzülür: 



عمري اولدقچه يورر هر يولجي


Ömrü oldukça yürür her yolcu, 


وارمادن منزله بر يرده اولور



Varmadan menzile bir yerde ölür. 


***



مهلقانك  قارا سوداليلري


Mehlika'nın kara sevdalıları 


وارديلر چيقريغي يوق بر قويويه


Vardılar çıkrığı yok bir kuyuya, 

،

مهلقانك قارا سوداليلري


Mehlika'nın kara sevdalıları 

.


باقديلر قورقولي كوزلرله صويه


Baktılar korkulu gözlerle suya. 


***


كورديلر: آينهده بر كيزلي جهان


Gördüler: ''Aynada bir gizli cihan.. 

.

افقي چپ چوره أولوم سرويلري


Ufku çepçevre ölüm servileri.....'' 


صانديلر دوغدي ايچندن برآن


Sandılar doğdu içinden bir an 


او اوزون كوزلو؛ اوزون صاچلي پري


O, uzun gözlü, uzun saçlı peri. 


***


بو حزين يولجيلرك اك كوچوكي


Bu hazin yolcuların en küçüğü 


بر زمان باقدي او ويران قويويه


Bir zaman baktı o viran kuyuya. 


ونه دك صوكره كوموش بر يوزوك


Ve neden sonra gümüş bir yüzüğü 


پارماغندن صييروب آتدي صويه


Parmağından sıyırıp attı suya.


ي. كمال

Y. Kemal

Osmanlıca Edebiyat Şiir Mehmet Akif Leyla

Osmanlıca Edebiyat Şiir Mehmet Akif Leyla
ليلي
Leyla
باَرينْدِرمازميسِن قويْنُكْده اي طُوپْراك؟ دِيرِمْ يَرْ پَكْ

"Barındırmaz mısın koynunda, ey toprak?" derim, "yer pek";

دونَرْ، امدادي گوكْدن بكْلَرِم، هيهات،گوكْ يوكسك

Döner, imdâdı gökten beklerim, heyhât, "gök yüksek".

بوُگالْدم كندي كندمدن، زمان ايصْسزْ،مكان ايصسز

Bunaldım kendi kendimden, zamân ıssız, mekân ıssız;

نه وحْشتْلرْده بر يولْداش نه ظُلْمتْلرده تكْ ييلدز

Ne vahşetlerde bir yoldaş, ne zulmetlerde tek yıldız!

جهت يوق: سَرْمَدي بر سدّي وار قارشيكده يَلدانِك

Cihet yok: Sermedî bir seddi var karşında yeldânın;

دوشر، خسرانه،قالقار، يأسه چارپار سرسري آلنك

Düşer, hüsrâna, kalkar, ye'se çarpar serserî alnın!

اوجاقْسِز،واحه لر چوللر، صاغير، واديلر،انكنلر؛

Ocaksız, vâhalar, çöller; sağır, vâdîler, enginler;

آران: بينك دونر بوشلقده؛ هايقير: سس ويرن جنلر

Aran: Beynin döner boşlukta; haykır: Ses veren cinler!

شو ويران قبّه،ييللردر صدادن دُورْ،ايشيقدن دُورْ

Şu vîran kubbe, yıllardır, sadâdan dûr, ışıktan dûr;

الهي،يوقمي آفاقْده بر فردايه بڭزر نور؟

İlâhî, yok mu âfâkında bir ferdâya benzer nûr?

نه بيتمز بر گيجه يمش! نردن ايتمش شرقي استيلا؟

Ne bitmez bir geceymiş! Nerden etmiş Şark'ı istîla?

دكل جانلر، جهانلر گوچدي خلقتدن، بونك حالا

Değil canlar, cihanlar göçtü hilkatten, bunun, hâlâ,

أزر كابوسيأوچ يوز اللي، دورت يوز مليون ايماني؛

Ezer kâbûsu, üç yüz elli, dört yüz milyon îmânı;

بوغار كِرْدابي هر دورنده ميليارلرجه ساَماني

Boğar girdâbı her devrinde milyarlarca sâmânı!

عصرلردر كه اسلامك بو هر گون چيكنه نن يوردي

Asırlardır ki, İslâm'ın bu her gün çiğnenen yurdu,

عصرلر گچدي، حالا بكله يور فرداي موعودي

Asırlar geçti, hâlâ bekliyor ferdâ-yı mev'ûdu!

او فردا، ايسته مم، هيچ طوغماسين عفرداي محشر سه

O ferdâ, istemem, hiç doğmasın "ferdâ-yı mahşer"se...

خايير، قدرتلي بر وارلقله مؤمنلر مبشّرسه؛

Hayır, kudretli bir varlıkla mü'minler mübeşşerse;

بو قات قات پرده لر، بيلمم، نه دن صييريلماسين آرتيق؟

Bu kat kat perdeler, bilmem, neden sıyrılmasın artık?

نيچن سرپيلمه سن، حالا، افقلردن بر آيدينلق؟

Niçin serpilmesin, hâlâ, ufuklardan bir aydınlık?

او آيدينلق كه ،سونمك بيلمه ين اُمِّيدِ اشراقي

O "aydınlık" ki, sönmek bilmeyen ümmîd-i işrâkı,

وجودندن پشيمان، اولمك ايسته ر صانديغك شرقي

"Vücûdundan peşîman, ölmek ister" sandığın Şark'ı,

فسونكار التماعاتيله دوندرمش ده شيدايه

Füsünkâr iltimâ'âtıyle döndürmüş de şeydâya;

سوروكلر، بونجه ييللدر او سودادن بو سودايه

Sürükler, bunca yıllardır, o sevdâdan bu sevdâya.

خاير! شرقك او خودكام اولمايان مجنون ناكامك

Hayır! Şark'ın, o hodgâm olmayan Mecnûn-i nâ-kâmın,

بوتون دنياده بر ليلاسي وار : آتسي اسلامك

Bütün dünyâda bir Leylâ'sı var: Âtîsi İslâm'ın.

ناصيلدر ماسوي، بيلمز؛ اونك فانيسيدر آنجاق؛

Nasıldır mâsivâ, bilmez; onun fânîsidir ancak;

بوگون؛ ياديله مستغرق، يارين، يادنده  مستغرق

Bugün, yâdıyle müstağrak yarın, yâdında müstağrak!

گل اي ليلي، گل اي جاندن ياقين جانان، اوزاقلاشما

Gel ey Leylâ, gel ey candan yakın cânan, uzaklaşma!

سنك دردكله جانلردن گچن مجنونله اوغراشما

Senin derdinle canlardan geçen Mecnun'la uğraşma!

دوشون: بيچاره نك اك قهرامان ، اك گوربوز اولادي

Düşün: Bîçârenin en kahraman, en gürbüz evlâdı,

كيمك اوغرنده قرباندر كه، طوغراندقجه طوغراندي؟

Kimin uğrunda kurbandır ki, doğrandıkça doğrandı?

شو يوز بيكلرجه سونمش يورده يانغينلر ويرن كيمدي؟

Şu yüz binlerce sönmüş yurda yangınlar veren kimdi?

كيمك بوينونده در سردن گچوب بَرْداَر اولان جانلر؟

Şu milyonlarca öksüz, dul kimin boynundadır şimdi?

كيمن اوغرنده در، ليلي، او مَقْتَلْلَرْ او زندانلر؟

Kimin uğrundadır, Leylâ, o makteller, o zindanlar?

كيمن بويننده در سردن گچوب بردار اولان جانلر

Kimin boynundadır serden geçip berdâr olan canlar?

 حلال اولسون او قربانلر، او قانلر، تك سن اي ليلي

Helâl olsun o kurbanlar, o kanlar, tek sen ey Leylâ,

گورون بر كرّه جك، يأس ايتمه دن مجنوني استيلا

Görün bir kerrecik, ye's etmeden Mecnûn'u istîlâ.

نيچين خلقت زمينندن هنوز يوكسكده پَرْوازك

Niçin hilkat zemîninden henüz yüksekte pervâzın?

شو طوپراقلرده شايد يوقسه هيچ امكان اعزازك

Şu topraklarda, şâyed, yoksa hiç imkân-ı i'zâzın,

شَفقْلرْ فَرْشِ راَهِكْ فجر صادقلر چراغكدر

Şafaklar ferş-i râhın, fecr-i sâdıklar çerâğındır;

هلالم گوكلرك قلبنده يَرْ طوطمش اوتاَغكدر 

Hilâlim, göklerin kalbinde yer tutmuş, otâğındır;

اذانلر نوبَتِكْدر : اٍيڭلَه دِيرْ اَبْعاديِ خَشْيتْدن

Ezanlar nevbetindir: İnletir eb'âdı haşyetten;

جِهازِكْدِر عَلَمْلرْ قُبّلر اينمش مَشِيّتدن

Cihâzındır alemler, kubbeler, inmiş meşiyyetten;

جماعتلر كولَه ڭدِرْ كَعْبه لر حَجْلَه ڭ..گَل اي ليلي

Cemâ'atler kölendiı: Kâ'be'ler haclen... Gel ey Leylâ;

گل اي جاندن ياقين جانان كه غائبلرده سك حالا

Gel ey candan yakın cânan ki gâiblerdesin, hâlâ!

بو نازك الورير ليلي اين آرتيق اين كه بالادن

Bu nâzın elverir, Leylâ, in artık in ki bâlâdan,

مؤبد بر بهار اينسين شو يانمش يورده مولادن

Müebbed bir bahâr insin şu yanmış yurda, Mevlâ'dan

محمد عاكف
Mehmed Akif

Osmanlıca Edebiyat Şiir Orhan Veli İstanbul'u Dinliyorum

Osmanlıca Edebiyat Şiir Orhan Veli İstanbul'u Dinliyorum

استانبولي ديكله يورم

                                 
استانبولي ديكله يورم، كوزلرم قاپالي؛


اوكجه خفيفدن بر روزكار اسيور؛

ياواش ياواش صاللانيور

ياپراقلر آغاچلرده؛

اوزاقلرده، چوق اوزاقلرده

صوجيلرك هيچ دورمايان چينغيراقلري؛

استانبولي ديكله يورم، كوزلرم قاپالي

استانبولي ديكله يورم، كوزلرم قاپالي؛

قوشلر كچيور، ديركن؛

يوكسكلردن، سورو سورو، چيغلق چيغلق

آغلر چكيليور داليانلرده؛
بر قادينك صويه دكيور آياقلري؛

.استانبولي ديكله يورم، كوزلرم قاپالي

استانبولي ديكله يورم، كوزلرم قاپالي؛

بر قوش چيرپينيور اتكلرنده؛

آلنك صيجاقمي، دكلمي، بيلميورم؛

دوداقلرك ايصلاقمي، دكلمي، بيلميورم

بياض بر آي دوغيور فيستيقلرك آرقاسندن

قلبكك ووريشندن آكلايورم؛
.
استانبولي ديكله يورم


اورخان ولي

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;

İstanbul'u dinliyorum.
Orhan Veli

Osmanlıca Edebiyat Şiir Terkib-i Bend

Osmanlıca Edebiyat Şiir Terkib-i Bend

تركيب
 بند

Terkîb-i Bend 
1
ساقي كتور اول باده ي كيم مايه ء جاندر
آرام ده عقل ملامت زدكاندر 
Sâkî getir ol badeyi kim mâye-i candır
Ârâm-dih-i akl-ı melâmet-zedegândır
اول مي كه اولور صقيل دل اهل كمال
ناپخته لرك عقلنه باديء زيادر

Ol mey ki olur saykal-ı dil ehl-i kemâle
Nâ-puhtelerin aklına bâdî-i ziyandır


بر
 جام ايله ياپ خاطري زيرا دل ويران
مجهور خرابات اوله لي خيلي زماندر
Bir câm ile yap hatırı zîrâ dil-i vîrân
Mehcûr-ı hârâbat olalı hayli zamandır

ساقي
 ايچه لم عشقنه رندان خدانك
رندان خدا واقف اسرار نهاندر 
Sâkî içelim aşkına rindân-ı Huda'nın
Rindân-ı Huda vâkıf-ı esrâr-ı nihandır

ساقي ايچه لم رغمنه صوفئ حريصك
كيم مقصودي كوثر املي حور جنابدر
Sâkî içelim rağmına softa harisin
Kim maksadı Kevser emeli hûr-ı onandır

عشق اولسون او پير مئ پرورده ء عشقه
كيم باده سي صد ساله و ساقيسي جواندر

Aşk olsun o pîr-i mey-i perverde-i aşka
Kim badesi sad-sâle vü sâkîsi civandır

پير ميه صور مسئله ده وار ايسه شبهك
واعظلرك افسانه لر هپ هذياندر
Pîr-i meye sor mes'elede var ise şübhen
Vaizlerin efsâneleri hep hezeyandır
بن اكلادغم جرخ ايسه بو جرخ هپ انداز
يخشي كورينور صورتي اما كرBen anladığım çarh ise bu çarh-ı çep-endâz
Yahşi görünür sureti amma ki yamandır

بكزر فلك اول چنبر فانوس خياله
كيم تماثيلي سريع الجرياندر
Benzer felek ol çenber-i fânûs-ı hayale
Kim nakş-ı temâsîli serî'ü'l-cereyandır

ساقي بزه  مي صون كه دل تجربت أموز
انديشهء انجام ايله وقف خلجاندر 
Sâkî bize mey sun ki dil-i tecrübet-âmûz
Endîşe-i encam ile vakf-ı halecandır 

ايچ
 باده كوزل سو وار ايسه عقل و شعورك
دنيا وار ايمش يا كه يوغ اولمش نه امورك
İç bade güzel sev var ise akl ü şuurun
Dünyâ var imiş yâ ki yok olmuş ne umurun


2
يتمزمي بو قسري روش اغرب عالم
بر منزله ايرمزمي عجب كوكب عالم
Yetmez mi bu kasrî reviş-i ağreb-i âlem
Bir menzile ermez mi aceb kevkeb-i âlem

شمدي اويويانلر او زمان ده اويانورلر
بر صبحه رسيده اولور آخر شب عالم
Şimdi uyuyanlar o zamanda uyanırlar
Bir subha resîde olur âhir şeb-i âlem


پامال
 ايدر انجام كيمك اوستنه 
دونسه
آغاز ايده لي دوره بودر مشرب عالم
Pâ-mâl eder encam kimin üstüne dönse
Ağâz edeli devre budur meşreb-i âlem

بيك
 بويله جهان زر و سيم اولسه يتشمز
ممكنمي كه اسعاف اولنه مطلب عالم

Bin böyle cihân-ı zer ü sîm olsa yetişmez
Mümkin mi ki is'af oluna matlab-ı âlem


خارجدن
 اكر اولسه تماشاسنه امكان
مدهش كورينور هيكل مستعجب عالم

Hâricden eğer olsa temaşasına imkân
Müdhiş görünür heykel-i müstağreb-i âlem
 
آلمش يوكني شويله كه سيرنده خللسز
بر زره دخي قالديره مز مركب عالم

Almış yükünü şöyle ki seyrinde halelsiz
Bir zerre dahi kaldıramaz merkeb-i âlem

ابناي
 بشرده قاله جقمي بو معادات
بيلمم نه زمان طوغريله جق مذهب بشر 
Ebnâ-yı beşerde kalacak mı bu muâdât
Bilmem ne zaman doğrulacak mezheb-i âlem

هر صفحه ده بر شكل حقيقت ايدر ايراز
هركون چويرر بر ورقه مقلب عالم

Her safhada bir şekl-i hakikat eder ibraz
Her gün çevirir bir varaka makleb-i âlem
 
بيك درس معارف اوقونور هر ورقنده
يا رب نه كوزل مكتب اولور مكتب عالم
Bin ders-i maârif okunur her varakında
Yâ Rab ne güzel mekteb olur mekteb-i âlem
بو جسم كثيفك نره سي مركز قوت
يا رب نه مطيه ايله كزر قالب عالم

Bu cism-i kesifin neresi merkez-i kuvvet
Yâ Rab ne matıyyeyle gezer kâleb-i âlem 


سبحانك
 يا من خلق الخلق و سوّي
سبحانك سبحانك سبحانك الفا

Sübhâneke yâ men halaka'l-halka ve sevvâ
Sübhâneke sübhâneke sübhâneke el-fâ
3
اي قدرتكه اولميان آغاز و تناهي
ممكن دكل اوصافكي ادراك كماهي

Ey kudretine olmayan âğâz u tenâhî
Mümkin değil evsâfını idrâk kemâhî
هر نسنه قيلار وارلغكه حسن شهادت
هر ذره ايدر وحدتكه عرض كواهي


Her nesne kılar varlığına hüsn-i şehâdet
Her zerre eder vahdetine arz-ı güvâhî

حكمك
 قيلار اظهار بو آثار ايله مهري
امرك ايدر ابراز بو انوار ايله ماهي

Hükmün kılar izhâr bu âsâr ile mihri
Emrin eder ibraz bu envâr ile mâhı
 
دلسير بساط نعمك مرغ هوايي
سيراب زلال كرمكدر صوده ماهي

Dil-sîr-i bisât-ı ni'amın mürg-ı hevâyî
Sîr-âb-ı zülâl-i keremindir suda mâhî
ايلر كرمك آتشي كلزار خليله
مغلوب اولور پشه يه نمرود مباهي

Eyler keremin âteşi gül-zâr Halil'e
Mağlûb olur peşşeye Nemrûd-ı mübâhî
ظالملري عدلك نه زمان خاك ايده جكدر
مظلوملرك چيقمده در كوكلره آهي

Zâlimlerin adlin ne zaman hâk edecektir
Mazlumların çıkmadadır göklere âhı
بيكانه لره منحصر انواع حظوظات
محنت زدهء عشقكه مخصوص دواهي

Bigânelere münhasır envâ'-ı huzûzât
Mihnet-zede-i aşkına mahsûs devâhî 


سنسين
 ايدن اضلال نيجه اهل طريقي
سنسين ايدن اهدا نيجه كمكشه ء راهي

Sensin eden ıdlâl nice ehl-i tarîki
Sensin eden ihdâ nice güm-geşte-i râhı

حكمك
 كه اوله موجب خير و شر افعال
يا رب نه ايچوندر بو اوامر بو نواهي

Hükmün ki ola mûciıb-i hayr ü şer-i ef’âl
Yâ Rab ne içindir bu evâmir bu nevâhî
سندندر الهي بو مكر و بو فتنه
بو مكر و بو فتنه ينه سندندر الهيSendendir İlâhî yine bu mekr ü bu fitne
Bu mekr ü bu fitne yine sendendir İlâhî
 
كفتي بكن و باز زني سنك ملات
دست من و دامان تو در روز قيامتGüftî bi-kün ü bâz zenî seng-i melâmet
Dest-i men ü dâmân-ı tu der-rûz-ı kıyamet
4
بر قطره ايچن چشمهء پر خون فنادن
باشن آله ماز بر دخي باران بلادن

Bir katre içen çeşıne-i pür-hûn-ı fenadan
Başın alamaz bir dahi bârân-ı belâdan

آسوده
 اولوم ديرسك اكر كلمه جهانه
ميدانه دوشن قورتيله ماز سنك قضادن

Âsûde olanı dersen eğer gelme cihâna
Meydâna düşen kurtulamaz seng-i kazadan
ثابث قدم اول مركز مأمون رضاده
وارسته اولوب دائرهء خوف و رجادن

Sâbit kadem ol merkez-i me'mûn-ı rızâda
Vareste olup dâire-i havf u recâdan

طورسون
 كف حكمكده ترازوي عدالت
خوفك وار ايسه محكمهء روز جزادن

Dursun kef-i hükmünde terâzû-yı adalet
Havfın var ise mahkeme-i rûz-ı cezadan
 
هر كيم كه آرار بوي وفا طبع بشرده
بكزراكا كيم دولت اومار ظل همادن

Her kim ki arar bûy-i vefa tâb'-ı beşerde
Benzer ana kim devlet umar zıll-i Hümâ'dan
بي بخت اولانك باغنه بر قطره سي دوشمز
باران يرينه كهر و ياغسه سمادن

Bî-baht olanın bağına bir katresi düşmen
Baran yerine dün- ü güher yağsa semâdan
ارباب كمال چكه مز ناقص اولنلر
رنجيده اواور ديدهء خفاش
 ضيادن
Erbâb-ı kemâli çekemez nakıs olanlar
Rencide olur dîde-i huffâş ziyadan 

هر عاقله بر درد بو عالمده مقرر
راحت يشامش وارمي
 كروه عقلادن
Her âkile bir derd bu âlemde mukarrer
Rahat yaşamış var mı gürûh-ı ukalâdan


 حائل ايتمديلر بو لغزك سريني كيمسه
بيك قافله كچدي
 حكمادن فضلادن
Hail etmediler bu lugazin sırrını kimse
Bin kafile geçti hukemâdan fuzalâdan

قيل صنعت استادي تحيرله تماشا
  دم اورمه اكر عارف ايسك 
چون و چرادن
Kıl san'at-ı üstadı tahayyürle temâşâ
Dem urma eğer arif isen çûn u çerâdan
 



ادراك معالي بو كوچك عقله كركمز
زيرا بو تراو او قدر ثقلتي چكمز
İdrâk-i maâlî bu küçük akla gerekmez
Zîrâ bu terâzû o kadar sıkleti çekmez