30 Ekim 2012 Salı

Osmanlıca Mizah Karikatür

Osmanlıca Mizah Karikatür: Kurban bayramı hakkında mizah karikatür.
- Şuradaki bulut ne kadarda
başı kesilmiş bir koyuna
benziyor.
- Bayram yaklaştıkça senin
pisikolojin iyice bozulmağa
başladı.

Osmanlıca Müzik Nota Defteri

Osmanlıca Müzik Nota Defteri: Osmanlıca defterin kabı.
Zannım buki cana beni kurban edeceksin

Osmanlıca Bayram Tebrik Kartı

Osmanlıca Kurban Bayramı Tebrik Kartı
Iyd-i saidinizi tebrik ederim
Yedikıta Dergisi Kurban bayramı tebrik kartı.

27 Ekim 2012 Cumartesi

Osmanlıca Yapı Kitabesi

Osmanlıca Yapı Kitabesi: İstanbul Eyüp Feshane'de Zal Mahmut Paşa Çeşmesinin Kitabesi
Sahibül hayrat Sah Sultan * Hazreti maa Zal Mahmut Paşa
Fi sebilüllah abı itdi sebil * Selsebil ide Hüda ana ceza
Teşne diller dediler tarihini *  Çeşme-i mai hayat-ı canfeza
Sene 998
Fotoğraf: Bahr-i Mevvâc * denizzpak a katkısından dolayı teşekkür ederim.

23 Ekim 2012 Salı

Osmanlıca Yapı Kitabesi

Osmanlıca Yapı Kitabesi: İstanbul Fatih'te Millet Kütübhânesi yanında Feyzullah Efendi Çeşmesi Kitabesi
Fatih’te Feyzullah Efendi Medresesi(Millet Kütüphanesi)nin, Feyzullah Efendi Sokağına bakan yan cephesindeki köşede bulunan bu çeşme, kesme taştan klâsik tarzda yapılmıştır. Medrese ile birlikte çeşmeyi de yaptıran II. Mustafa’nın hocası ve Şeyhü’l-İslam’ı Erzurumlu Seyyid Feyzullah Efendi’dir. Çeşme yakın zamanda restore edilmiştir.

Hâce-i hâkân-ı a'zam hazret-i fetvâ-penâh
Seyyidü’l-afâk Feyzullah kudsiyyü’l-hisâl
Bu nümudâr tahuru su-be-su icrâ edüb
Eyledi âsâr-ı pür-envârını cennet misâl
Cuşîş-i mâ’ü'l-hayâtıdır ferah-bahşâ-yı cân
Hod-be-hod olmuş sadâ-yı kalkalî zib-i makâl
Lule gördüm kâmiyâ târih için atşâne der:
Gel gel, iç bu çeşme-sâr-ı nurdan  ab-ı zülal
1112

Günümüz Türkçesi İle:
Büyük hükümdarın (II. Mustafa)  hocası ve kendisinden fetva aldığı (şeyhü’l-islamı)
kudsi ve güzel ahlaklı Seyyid Feyzullah Efendi
bu çok temiz suyuyla akan çeşmeyi yaptırıp
Cennetteki benzerleri gibi eserlerine bir yenisini daha ekledi.
Oradan çoşkunlukla akan su, cana hayat ve sevinç verir.
Çeşmenin küçük musluğundan su kendi kendine akarken
çıkardığı ses şu güzel sözleri söylemekte ve yapımına tarih düşürürcesine
susamış olan insanlara şöyle demekte:
Gel gel, iç bu çeşmeden akan berrak ve güzel soğuk sudan

Erzurumlu Seyyid Hacı Feyzullah Efendi Kimdir?
Şems-i Tebriz’inin torunlarından olan Seyyid Feyzullah Efendi, Erzurum müftüsü Pir Mehmed’in oğlu ve Dördüncü Mehmet devrinde ordu vaizi olan Vani Mehmed Efendi’nin damadıdır. Onun yardımıyla saraya intisab ederek önce Şehzade Mustafa’nın ardından da Şehzade Ahmed’in hocalıklarına tayin olunmuş, bundan sonra hızla yükselmeye başlayarak müderrislik, Kazaskerlik ve Nakibü’l-Eşraflık gibi ilmiye makamlarını “Saray hocalığı” yanında devretmiştir. Nakibü’l-Eşreflık’la Meşihat makamları uhdesinde olan Şeyhü’l-İslamlardandır. Bu makama tayini, selefini deviren zorbaların isteğiyledir.17 gün süren ilk Şeyhü’l-İslamlığından azledilerek bir hafta sonra memleketi olan Erzurum’a sürülmüştür.1695’te İkinci defa Meşihat’a tayininde “Hace-i Sultani” payesinden dolayı “Camiü’r-Riyaseteyn” unvanıyla anılmıştır. Bu seferki Meşihatı bir çeşit diktatörlük şeklinde geçmiş, bütün ailesini işbaşına geçirmiş, büyük oğlunun veliahdı olması yolunda bir ferman almıştır. Bu durum ve nüfuzunun giderek artması sebebiyle  “Edirne Vakası” sonrasında Feyzullah Efendi, 2 Eylül 1703’te Edirne’de idam edilmiştir. Osmanlı tarihinde idam olunan Şeyhü’l-İslamların üçüncüsüdür. Toplam Şeyhü’l-İslamlık müddeti 8 sene 2 ay 20 gündür.
Kaynak: http://www.dunyabulteni.net
Fotoğraf: Bahr-i Mevvâc * denizzpak a katkısından dolayı teşekkür ederim.

22 Ekim 2012 Pazartesi

Osmanlıca Yapı Kitabesi

Osmanlıca Yapı Kitabesi: İstanbul Cağaloğlunda çeşme kitabesi
Hüdâ mazhar ide tevfîkine dâim Hamîd hânı
Esâs-ı milkine endişesi bânî-i sânidir
İdüp ezcümle ihyâ çeşme-i Abbas Ağayı
Şehenşâhın bu da bir nimet-i bî imtinanındır
Emîn-i şehri abd-ı sadıkı Mazhar Paşa kim
İmâr-ı hayra himmet milke hıdmet-i hâss şânıdır
Suyun bu resme tevsif eylesin tevfik tarihin
Akan Ab-ı revân sanma hayat-ı cavidandır
1297

Osmanlıca Yapı Kitabesi

Osmanlıca Yapı Kitabesi: Edirne'de bir çeşme kitabesi
Edirne eşrâfından sadetli Hacı Mustafa Bey'in vâlidesi
Atıyye hanım ve pederi Hacı Mehmed efendi haremi Ârife kerimesi Atıyye
Kainvâlidesi Hanife kainpederi Abdülkâdir ve mahdûmu şehid
Hacı Mehmed Nûri Bey’in ceddi ruhları için Fâtiha 1324

17 Ekim 2012 Çarşamba

Osmanlıca Bursa Kartpostalı

Osmanlıca Bursa Kartpostalı: Bursa Yeni Kaplıca görünümü.
Bursa Kükürtlü Kaplıcası

Osmanlıca Edirne Kartpostalı

Osmanlıca Edirne Kartpostalı
Edirne Sarayiçi ve Tunca köprüsü fotoğrafta ...

Osmanlıca İstanbul Kartpostalı

Osmanlıca İstanbul Kartpostalı: İstanbul Bostancıda Mektep ve camii
Bostancı mektep ve camii

Osmanlıca Konya Kartpostalı

Osmanlıca Konya Kartpostalı: Osmanlı dönemi Konya fotoğrafı
Konya Karatay Medresesi

Osmanlıca Ankara Kartpostalı

Osmanlıca Ankara Kartpostalı
Ankaranın istasyon tarafından görünüşü

Osmanlıca Antalya Kartpostalı

Osmanlıca Antalya Kartpostalı
Antalya manzara-i umumiyesi

Osmanlıca Samsun Kartpostalı

Osmanlıca Samsun Kartpostalı
Samsun'un denizden görünüşü 7 Mart 927

Osmanlıda Farsça Kitabe

Osmanlıda Farsça Kitabe: Ebu’l Vefâ Hazretlerinin Türbesindeki Farsça Kitâbesi
آن شمع فروز حرم کعبۀ اسرار
بکزاشت از آن پلکه کزر کرد که مه
خواهی که بدانی سفر شیخ وفا را
در یاب ز تاریخ الی رحمت ربه سنه ٨٩٦

Ân şem`-i fürûz-i harem-i Ka`be-i esrâr
Be-güzaşt ez-ân pul ki guzer kerd kih mih
Hâhî ki bedânî sefer-i Şeyh Vefa râ
Der yâb zi târîh-i ilâ rahmet-i Rabbihî
Sene 896

O sırlar Kabesi’nin parlak kandili
Küçük ve büyük (herkesin) geçtiği köprüden geçip gitti
Şeyh Vefa’nın seferini bilmek istersen
İlâ rahmet-i Rabbihî tarihinden anla
Sene 896/1501

16 Ekim 2012 Salı

Osmanlıca Konya Kartpostalı

Osmanlıca Konya Kartpostalı: Konya'dan iki farklı görünüş
Konya İstasyonu
Hükümet Konağı

Osmanlıca Madalya

Osmanlıca Madalya: İstiklal Madalyası
Sene 1338

İstiklal Madalyası, 1922 Hakkak: Mesrur İzzet Bey Arka yüz: Hilal ve yıldız içine çizilmiş Anadolu haritası İsa Akbaş Koleksiyonu

Osmanlıca Madalya

Osmanlıca Madalya
Sene 1332

Kılıçlı Altın İmtiyaz Madalyası, 1916.
İsa Akbaş Koleksiyonu

Osmanlıca Avrupa Haritası

Osmanlıca Avrupa Haritası
Almanya Avustrulya ve Macaristan

Osmanlıca Spor Gazete Reklamı

Osmanlıca Spor Gazete Reklamı
Spor Meraklılarına
Spor için lazım olan şeylerinizi almadan bir defa
mağazamızın spor şubesini ziyaret ediniz. Spor şubemizde
sağlam raketler, tenis topları,
futbol topları vesaire her nevi
malzeme mevcuttur. Her halde mağazamızı bir defa ziyaret sizi müstefit eder.
Daima yeni yeni spor eşyası geliyor 
Beyoğlu'nda Doğru Yolda
370 Numarada
Baker Mağazaları.

Bu reklam "Servet-i Fünun, 2 Eylül 1926" da yayınlanmıştır.

15 Ekim 2012 Pazartesi

Osmanlıca Havacılık Hatırası

Osmanlıca Havacılık Hatırası: Türk Hava Yollarına hediye edilen Lüleburgaz uçağı
Lüleburgazlılar teyyarelerinin aralarına indiği
günü bir bayram yapmışlardı 

Osmanlıca Donanma Mensubu

Osmanlıca Donanma Mensubu: Donanma Dergisinden
Handan-ı saltanattan ilk defa iane-i milliye iştirak eden
şehzade devletli necabetli Selim Efendi Hazretleri

Osmanlıca Donanma Zırhlısı

Osmanlıca Donanma Gemisi: Askeri Zırhlısı
Barbaros zırhlisi

Osmanlıca Donanma Fotoğrafı

Osmanlıca Donanma Fotoğrafı: Bir Osmanlı askeri donanma gemisi.
numara 8
DONANMA
Teşrin-i Evvel 1326
İstikbal: Bir Osmanlı Dradnotu

Osmanlıca Mağaza Reklamı

Osmanlıca Mağaza Reklamı: Tring Galata
galata tiring
şarkın en büyük elbise mağazası

Tring Galata osmanlı imparatorluğu dönemi'nde saray sakinlerinin giysilerini aldığı, avusturya asıllı m.tiring'e ait yüksekkaldırım'ın karaköy ağzındaki elbise mağazası. ayrıca, bugünkü beyoğlu tarafındaki dört mevsim lokantası'nın bulunduğu binada da m. tiring'in ikinci bir mağazası bulunuyordu. tiring galata bütün peralıların uğrak yeriydi.

13 Ekim 2012 Cumartesi

Osmanlıca Topçu Talimatnamesi

Osmanlıca Topçu Talimatnamesi: Osmanlıca bir talimatname.
Sahra Topçu Talimatnamesi

Osmanlıca Gemi Bileti

Osmanlıca Gemi Bileti: Osmanlıca gemi ikinci mevki bileti
3284
Şirket-i Hayriye
mevki 2
-
İkinci mevki
...
284

Osmanlıca Evlenme Cüzdanı

Osmanlıca Evlenme Cüzdanı: Osmanlı dönemine ait evlenme cüzdanı
Evlenecek Hanımın
...

Osmanlıca Savaş Albümü

Osmanlıca Savaş Albümü: Osmanlıca hazırlanmış 1. Dünya savaşı albümü
Muharebe-i Umumiye Resimleri
Defter 25

Osmanlıca Sağlık Aşı Belgesi

Osmanlıca Sağlık Aşı Belgesi: Osmanlıca matbu aşı kağıdı.
Aşı şahadetnamesi

Osmanlıca Musiki Nota Defteri

Osmanlıca Nota Defteri: Osmanlıca matbu olarak hazırlanmış müzik nota defteri
Numara 23
Nota Defteri

Osmanlıca Redif Tezkeresi

Osmanlıca Redif Tezkeresi: Abdulhamid dönemi Osmanlıca redif tezkeresi
Redif tezkeresi

Osmanlıca Yemek Listesi

Osmanlıca Yemek Listesi: Yemek listesi için hazırlanmış Osmanlıca boş matbu liste
yemek listesi

Osmanlıca Boş Telgraf

Osmanlıca Boş Telgraf: Telgrafın yazılacağı boş sayfa.
telgraf
İstanbul

Osmanlıca Mekteb-i Sultani

Osmanlıca Mekteb-i Sultani: Galatasaray
mekteb-i sultani
1331

Osmanlıca Ekmek Karnesi

Osmanlıca Ekmek Karnesi: Osmanlı döneminde kullanılmış ekmek vesikası
iaşe-i umumiye
Bir kişilik ekmek karnesi


Osmanlıca Kapı Tokmağı

Osmanlıca Kapı Tokmağı
Ya Fettah
Osmanlı Devleti dönemindeki ev, saray, han ve cami kapılarının üzerinde genellikle "Yâ Fettâh" yazardı. Allah'ın 99 isminden biri olan "Fettâh", "Her türlü zorluğu kolaylaştıran" anlamına gelmektedir.

Osmanlı Şehzadeleri

Osmanlı Şehzadeleri
Osmanlı Şehzadeleri: Abdürrahim Hayri (1894-1952), Mehmed Cemaleddin (1890-1946) ve Mehmed Abdülhalim (1894-1926); şehzadelerle birlikte, muhafızları rolünde poz verenler sol başta Mehmed Rıza Paşa’nın oğlu Ziya Bey ve en sağda Mareşal Ahmed Eyüp Paşa’nın oğlu Ali

Osmanlıca Zarf

Osmanlıca Zarf: Antetli Osmanlıca Zarf
Boyacı zade Mehmet Sait - Kastamonu

10 Ekim 2012 Çarşamba

OSMANLIDA EĞİTİM SİSTEMİ


OSMANLIDA EĞİTİM SİSTEMİ
Füzuyat-ı Hamidiye mektebi
Sultan 2. Abdülhamid Han tarafından kız çocuklarının eğitimi için açılan Füzuyat-ı Hamidiye mektebi ve öğrencileri.
Sultan 2. Abdülhamid Han ve açtığı okullar hangileridir?  Osmanlı medreseleri, Sultan II. Abdülhamid Han’ın eğitime verdiği önem, 4+4+4 eğitim sistemi,  Osmanlı ilköğretim, Osmanlıda üniversiteler nasıldı? Osmanlı devletinin eğitime verdiği önem.. Birkaç gündür gündemi hayli meşgul eden yeni 4+4+4 eğitim sistemi Osmanlı’da 4+4+3 şeklindeydi. Çok faydalı ve geç kalınmış bu uygulama Osmanlı’da nasıldı ? Yeni gelinen son noktada 4+4+4 siteminin din eğitimi açısından çok faydalı olacağı düşüncesindeyiz.  Arapça ve Kur’an-ı Kerim seçmeli ders olacak. İlk dört yılın ardında isteyenler bu dersleride seçebilecek. 4+4+4′e karşı çıkanları anlamakta zorluk yaşıyoruz. %99 müslüman bir ülke de din eğitimi verilecek diye bu kadar yaygara koparanlar çok istiyorlarsa laikliği aldığımız Fransa’ya gidebilirler! 1839 yılında Maarif Teşkilatının yaptığı bir düzenleme ile üniversite öncesi eğitim sistemi İbtidailer, Rüştiyeler, İdadiler olmak üzere 3 kademeli olarak düzenlenmişti. Osmanlı Devleti döneminde halka yönelik eğitim öğretim temel olarak medrese sistemine dayanırdı. Klasik dönem Osmanlı eğitim sisteminde eğitimin birinci basamağı Sıbyan okulları idi. Hemen her mahallede bulunan bu okullar günümüzdeki ilk okulların karşılığıdır. Genellikle 4 yıllık bir eğitimin yapıldığı bu okullarda erkek ve kız çocuklar beraber okurlardı. Bu okullarda alfabe,Kuran okuma,dini bilgiler,güzel yazı gibi temel eğitim verilirdi. Sıbyan okullarında temel eğitimi alan öğrenciler mesleki eğiteme ya da genel eğitime devam ederlerdi.

Osmanlı”da genel eğitimin ikinci ve üçüncü basamağının adı medreseydi. İkinci basamak medreseler Orta okul ve lise düzeyinde eğitim yapardı. Ülkenin hemen her şehrinde her kasabasında yaygın bir şekilde bulunan bu ikinci basamak medreseler daha çok dini bilgilerin öğretildiği okullardı. İkinci basamak medreseleri başarı ile bitirenler  imam, hatip, müftü ve sıbyan mektebi öğretmenliği gibi görevlere atanırlardı. Üçüncü basamak medreseler ise Yüksek öğrenimin yapıldığı eğitim merkezleriydi. İkinci basamak medreselerde başarılı olan öğrenciler isterlerse İstanbul,Edirne,Bursa gibi şehirlerde bulunan medreselerde eğitimlerine devam ederlerdi. Yüksek öğrenim veren bu medreselerin arasında en iyileri Süleymaniye ve Fatih medreseleri idi. Bu medreseleri bitirenler kadı,müderris olarak atanırlar ya da devlet dairelerinde görev alırlardı. Klasik dönemdeki bu eğitim öğretim tarzı Tanzimat döneminde geniş çaplı bir düzenleme geçirmiştir.1839 yılında Maarif Teşkilatının yaptığı bir düzenleme ile eğitim sistemi şu şekilde belirlendi :  I.Kademe  İbtidailer : Klasik dönemin Sıbyan okullarıdır. Her mahallede bulunması gerektiği ifade edilen bu kullarda eğitim öğretim süresi 4 yıl olarak belirlenmişti. Okula devam mecburiyeti erkekler için 6-10, kızlar için 7-11 yaşları arasındaydı. II.Kademe Rüştiyeler : Sıbyan okullarından mezun olan öğrenciler isterlerse Rüştiyelere devam edebilecekti. Bu okullarda dini ilimler,matematik,coğrafya,yazı,resim ,müzik gibi dersler okutulmuştur. 4 yıllık bir eğitimin verildiği rüştiyeler 500 haneden fazla olan her kasabada açılma hedefiyle kuruldu. Rüştiyeyi bitiren öğrenciler sınava tabi tutularak İdadilerde eğitimlerine devam edebileceklerdi. III.Kademe İdadiler- Sultaniler: Lise düzeyinde eğitim yapan bu okullar yüksek  okullara öğrenci yetiştirecekti.Müslim ve gayrimüslim çocukların bir arada eğitim göreceği bu okulların eğitim süresi 3 yıl olarak belirlenmişti. Türkçe,Fransızca,mantık,coğrafya,tarih,matematik,kimya resim dersleri okutulmuştur. İdadiler seviyesinde kurulan Sultaniler Fransızca ve Türkçe eğitim yaparlardı. Galatasaray Sultanisi bunun ilk örneğiydi. Daha sonra Darüşşafaka ve Robert Koleji de sultani tipi açılan kullardır. Bu okullarda TürkçeFransızca,Grekçe,ahlak,Latince,tarih,coğrafya,matematik tik,kozmografya,mekanik, fizik, kimya, ekonomi güzel konuşma sanatı ve resim dersleri okutulurdu.

Osmanlı’da Eğitime En Büyük Desteği Sultan II.Abdülhamit Han Vermiştir. İlk kız okulları II. Abdülhamit zamanında açılmıştır. Osmanlı’da kızlar okutulmazdı, kızlara eğitim hakkı verilmezdi yalanına son vermiş oluyoruz. Nitekim bilgili bir kişi olan Abdüllatif Subhi Paşa’nın ilk defa bir kız sanat okulu açma teşebbüsünde tereddüt geçirmesi ve titizlenmesi üzerine Abdülhamit, Sen mektebi aç, ben arkandayım, diyerek açıktan destek vermiş ve çevresini, daima kızların okuması için ilk adımları atmaya teşvik etmiştir.

Osmanlı tarihinin en canlı eğitim hamlesi, Abdülhamit dönemine rastlar. Sevan Nişanyan’ın hesaplamalarına göre Türkiye, Abdülhamit dönemiyle kıyaslanabilecek bir okullaşma düzeyine yeniden ancak 1950′li yıllarda ulaşabilmiştir. Mesela 1895′te TC sınırlarına tekabül eden bölgede bine yakın (835) ortaokul ve lise bulunuyorken 1923′te bu sayı 95′e düşmüştür. 1895′teki yüz bine yakın öğrenci sayısı (97.837), 1950-51 sezonunda aşağı yukarı aynı seviyede seyretmektedir (90.356). Öncesiyle kıyasladığımızda Abdülhamit dönemindeki eğitim patlaması daha görünür hale gelir. Tahta geçtiği yıl 250 olan rüştiye sayısı 1909′da 900′e, 6 olan idadi sayısı 109′a çıkmıştır. 1877′de İstanbul’da sadece 200 tane modern ilkokul varken 1905′te 9 bine çıkmıştı. Her yıl ortalama 400 ilkokul açılmıştır ki, bu, Cumhuriyet döneminde bile kırılamamış bir rekordur.
Kaynakça: II. Abdülhamit / Eğitim / Vikipedi Yahya Akyüz, Türk Eğitim Sistemi Fatma Ürekli, Tanzimat Dönemi Osmanlı Eğitim Sistemi ve Kurumları

8 Ekim 2012 Pazartesi

6 Ekim 2012 Cumartesi

5 Ekim 2012 Cuma

Osmanlıca Yapı Kitabesi

Osmanlıca Yapı Kitabesi: Osmanlıda bir kütüphane kitabesi
Tamam Oldu Kutubhâne
Sene
1284


Osmanlıca Musiki

Osmanlıca Musiki: III.Selim Han - Sûz-i Dilârâ Peşrev
Makâm: Sûz-i Dilârâ 
Usûl: Ağır Düyek 
Bestekâr: III. Selim
*Sûz-i Dilârâ makâmını bulan ve adını koyan, III.Selim Han'dır. Farsçadır, "kalp, gönül yakan" anlamına gelir. Hüseyin Sadettin Arel'e göre, "Çargâh makamı ile Mâhur makamının birbirine karıştırılmasından hasıl olmuştur", Dr. Suphi Ezgi'ye göre ise "Büzürk, Sûzidilârâ ve Nigâr, aynı makama verilen üç ayrı isimdir."


Osmanlıca Posta Pulu

Osmanlıca Posta Pulu: Hicaz Demiryolu Posta Pulu
Sultan Abdulhamid Han Sani

Osmanlıca Hicaz Demiryolu

Osmanlıca Hicaz Demiryolu yazılı levha
Hicaz demiryolu
Sene 1324

Hicaz Demiryolu projesi Ulu Hakan Sultan Abdülhamid'in en büyük hayali idi. Kutsal topraklara giden hacıların, çöl yollarında aylarca süren yolculuklarının kolaylaşması ve hacıların daha güvenli bir şekilde hacca gidip gelebilmesi amacıyla yapılmıştır. Ayrıca Osmanlının bu bölgelerdeki denetiminin sağlanması, bölgeye gidecek askerlerin ulaşımının kolaylaşması ve bu bölgenin ekonomik gücünün yükseltilmesi öncelikli hedeflerdir.

Osmanlıca Yazılı Fotoğraf

Osmanlıca Yazılı Fotoğraf: Silah Müzesi’nde sergilenen Ayasofya’nın çanı.
Eslaha müzesinde Ayasofyanın çanı



Osmanlıca Yazılı Fotoğraf

Osmanlıca Yazılı Fotoğraf: Darulacezede Yetim Çocuklar
Yetimhane

Osmanlıca Yazılı Fotoğraf

Osmanlıca Yazılı Fotoğraf: Dârülaceze Yetimhanesinde Çocuklar.
Padişahım Çok Yaşa

(KAYNAK: Ehâsin-i Müessesât-ı Hayriye-i Hilafetpenahiden Dârülaceze, Mihran Matbaası, Istanbul 1324)

Osmanlıca Eğitimde Amin Alayı

Osmanlıca Eğitimde Amin Alayı: Bed'-i Besmele
 Osmanlıda mektebe başlama yaşına gelen çocuklara bir şenlik düzenlenirdi. Düzenlenen şenlikte, mektebe başlayacak çocuğun evine kadar topluca gelinir, dualarla çocuk evden alınıp mektebe kadar götürülür ve hocası tarafından ilk dersi verilirdi. "Yarabbi! ilmimi, aklımı ve anlayışımı artır." Ve "Rabbim! kolaylaştır, zorlaştırma, hayırlısıyla tamam eyle’ duaları çocuğa tekrar ettirilir, topluca ‘Âmin’ler söylenirdi. İşte bu şenliğe de ‘Âmin Alayı’ denirdi.
Kültür zenginliklerimizden biri olan 'Âmin Alayı' merasiminin, mektep eğitimine başlayan çocukların okul korkusunu giderme, çocuklara okuma isteğini aşılama ve çocukları arkadaşlarıyla kaynaştırma gibi önemli pedagojik faydaları bulunmaktadır.
Diğer taraftan bu merasimler sayesinde, çocukların okuma, anne ve babaların ise, okutma arzusu tetiklenmekte, çocuğa, aile içinde olduğu gibi cemiyette de yeni bir statü kazandırılmaktaydı.
Bu törenlere verilen büyük ehemmiyet, İslâmî terbiye anlayışında mektebe ve mektep hocalarına verilen değeri de açıkça ortaya koymaktadır.
Osmanlı Devleti’nde geleneksel öğretim kurumlarından biri olan dârüttalîm, taş mektep, mahalle mektebi gibi adlarla da anılan sıbyan mektepleri dinî bilgilerin öğretildiği kurumlardır. (1) Dinî bilgileri öğrenmek için ilk aşama Besmele’yi öğrenmektir. Bed’-i Besmele ise “Besmele’ye başlamak” anlamına gelir. Osmanlı Devleti’nde çocuklar dört veya beş yaşına geldiklerinde ilk mektebe, bugünkü karşılığı ile ilkokula başlarken düzenlenen törene “Bed’-i Besmele/Bed’-i Besmele Cemiyeti” veya tören sırasında okunan dualara “âmîn” denildiği için “Âmîn Alayı” adı verilmiştir. (2)
Bed’-i Besmele törenlerinin, törene katılan çocukların okul korkusunu giderme, çocuklara okuma isteğini aşılama ve çocukları arkadaşlarıyla kaynaştırma gibi önemli pedagojik amaçları vardır. Tâhirü’l-Mevlevî, Mahfel dergisinde kaleme aldığı “Mektebe Başlama” adlı yazısında, Bed’-i Besmele törenlerinin, ailenin sosyo-ekonomik durumuna göre şekillendiğini belirttikten sonra, sosyo-ekonomik durumu iyi olan bir aile tarafından düzenlenen Bed’-i Besmele törenini ayrıntılarıyla anlatmıştır. Bu yazıda anlatılanları şu başlıklarla özetleyebiliriz:(3)
Törenin tarihinin belirlenmesi ve Âmîn alayına katılacak öğrencilere duyurulması: Çocuğun hayatının önemli geçiş devrelerinden olan eğitime başlama, önceden kararlaştırılan bir günde yapılır ve mektep hocasına bu gün haber verilirdi. Bed’-i Besmele törenleri, perşembe veya pazartesi günleri yapılırdı. Törene mektepteki diğer çocuklar da katılırdı, edilen dualara âmîn dedikleri için bu çocukların oluşturduğu topluluğa Âmîn alayı adı verilirdi. Mektebin hocası, Âmîn alayına katılacak öğrencilere önceden haber verir, törende en güzel giyeceklerini giymelerini söylerdi. Törenin yapılacağı tarih, ayrıca aile fertlerine ve yakınlara duyurulurdu. Mektebin önünde, önde ilahiciler, arkada Âmîn alayı sıraya girip, rengârenk kıyafetler içinde mektebe başlayacak çocuğun evine gelirlerdi.
Besmele’ye başlayacak çocuğun giyeceklerinin süslenmesi: Besmele’ye başlayacak olan çocuk, yeni elbise giyinmiş, elbiseleri değerli mücevherlerle süslenmiş, boynuna kıymetli bir şal ve sırmalı bir cüz kesesi asılmış bir şekilde Âmin alayını beklerdi.
Besmele’ye başlayacak çocuğun Âmîn alayı tarafından faytonla gezdirilmesi: Besmele’ye başlayacak çocuğu götürecek olan fayton, kapının önünde hazır beklerdi. Faytonun fenerlerine askılar asılır, çocuğun mektepte üzerine oturacağı yuvarlak veya kare şeklinde kadife gibi kıymetli kumaşlardan yapılan minder, rahle ile birlikte bir adamın başı üzerinde, faytonun önünde taşınırdı. Çocuk faytona, yakınları ile bindikten sonra fayton hareket ederdi.
Faytonun arkasında ilahi okuyanlar, onların arkasında da âmînciler ilerlerdi. Bu grubu ilahici başı yönetir, ilahilerin her mısraından sonra âmînciler âmîn derlerdi. Bu şekilde önceden belirlenmiş bir güzergâhta rengârenk ve pür-âhenk dolaşan alay, bütün halkın dikkatini çekerdi. Eğer çocuk bir şeyhin çocuğuysa, şeyhin tarikatini belli eden sancaklarla, şeyhin dervişanı da alaya eşlik eder, kudüm ve halile çalınır, zikirler çekilirdi. Bir cönkte yer alan ilahî-i mektepten bir bendi örnek olarak aşağıya alıyoruz:
Yâ İlahî başlayalım ism-i Bismillâh ile

Bu duâya el açalum ism-i Bismillâh ile

Sen kabûl eyle duâmız Besmele hürmetine

İlmini eyle müyesser yâ İlâhe’l-âlemîn

Ol Muhammed hürmetine meded eyle yâ Mu‘în

İlmini eyle müyesser yâ İlâhe’l-âlemîn

Kapuna geldik niyâza yâ İlâhe’l-âlemîn

Eyleyip mansûr muzaffer kullarına yâ Mu‘în (4)

Başka bir mektep ilahisi de şu şekildedir:

Ben bilmez idim gizli ayân hep sen imişsin

Tenlerde ve cânlarda nihân hep sen imişsin

Âmîn Âmîn

Senden bu cihân içre nişân isteridim ben

Âhir bunu bildim ki cihân hep sen imişsin

Âmîn Âmîn (5)

Bed’-i Besmele’nin gerçekleşmesi: Âmîn alayı bu şekilde daha önceden belirlenmiş güzergâhta dolaştıktan sonra, çocuğun evinin kapısının önünde durur, okunan ilahi ve gülbank(hep bir ağızdan ve makamla yapılan dua)la ev e girerdi. Besmele’ye başlanacak evin sofasında veya en büyük odasında minderler, seccadeler serilmiş, öd ağacı ile buhurlar yakılmış olurdu. Mektebin hocası, odanın ortasındaki mindere, Besmele’ye başlayacak çocuk da hocanın karşısında otururdu. Evde bilginlerden veya şeyhlerden biri varsa hocanın yerini alırdı. Çocuk, boynundaki Elifba cüzünü çıkartır, hoca ile aralarındaki rahleye koyar, ailenin ekonomik gücüne göre bafon (aslı fakfon, bakır, nikel ve çinkodan oluşan gümüş görünüşünde bir alaşım), pirinç, gümüş veya altından hilal (harfleri işaretlemede kullanılan araç)ini de eline alırdı. Hoca, Besmele çekip Rabbi Yessir(6)’i okuduktan sonra, Arapça harfleri teker teker okur ve öğrencisine de okutturur, Rabbi zidni ilmen(7) duasıyla dersi bitirirdi. Öğrenci hem hocanın hem de odadakilerin ellerini öptükten sonra, hoca veya başka birisi tarafından dua edilip, tören tamamlanırdı. Evin müsait olmaması durumunda tören okulda da yapılabilirdi, o zaman ikram edilecek lokma tatlısı okulda dağıtılırdı.

Ziyafet: Sofralar kurulur, Âmîn alayına katılan öğrencilere, törene katıla nlara yemek verilir veya yalnız lokma tatlısı ikram edilirdi.

Törenin sonunda çocuklara para dağıtılması ve hediye verilmesi: Âmîn alayındakilere, ilahicilere para dağıtılır; mektep hocasına ve kalfalara nakdî hediyenin yanında cebelik çuha, mintanlık kumaş da hediye edildiği olurdu.

Dipnotlar:
1) Abbas Çelik, “Hatıralarla Sıbyan Mektepleri”, Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, Erzurum 2007, S.27, s.126.
2) Reşad Ekrem Koçu, “Amin Alayı”, İstanbul Ansiklopedisi, 1959, C.II, s.783; Osman Ergin, Türkiye Maarif Tarihi, İstanbul 1977, C.I, 91-96; Ali Birinci, “Mahalle Mektebine Başlama Merasimi”, II. Milletlerarası Türk Folklor Kongresi Bildirileri (Cilt IV.’den ayrı basım), 1982, s.41; Mehmet Zeki Pakalın, “Âmîn Alayı”, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1983, C.I, s.58; Mustafa Öcal, “Âmîn alayı”, TDVİA, İstanbul 1991, C.3, s.63, Mahalle Mektebi Hatıraları (Âmin Alayı-Mektep İlahileri), haz. İsmail Kara-Ali Birinci, Kitabevi Yay., İstanbul 1997.
3) Tahirü’l-Mevlevi, “Mektebe Başlama Merasimi”, Mahfel Mecmua-i İslâmiyesi, Dinî, ilmî, Edebî, İçtimaî, 1342, C.4, S.42, s.113-115.
4) Ali Birinci, “agm.”, s.46.
5) Mehmet Zeki Pakalın, age., s.59.
6) “Rabbi yessir velâ tuassir Rabbi temmim bi'l-hayr”, “Rabbim işimi kolaylaştır, güçleştirme, Rabbim bu işi hayırla tamamla.” anlamına gelen dua.
7) “ve kul Rabbi zidnî ilmen”, “Rabbim! benim ilmimi artır" de. Tâ-Hâ Sûresi 20/114
Kaynak: KOÇ KESKİN, Neslihan*, “I.Abdülhamit’in Şehzadelerinin Bed’-i Besmele Törenini Anlatan Enderûnlu Fâzıl’ın Sûrnâme-i Şehriyâr’ı Üzerine ”, Türkiyat Araştırmaları Dergisi, sayı 27, sayfa.149.
* Yrd. Doç. Dr. Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi.